İlk çağdaki savaşlar genellikle taktiğe ve askerin gücüne bağlıydı. O dönemdeki askerlerin iri yapılı, kuvvetli olması gerekirdi. Zaferleri genellikle taktikler belirlerdi. Bir orduda asker her ne kadar güçlü ve kalabalık olsa yinede o ordunun yenilebilme şansı vardı. Bir ülkenin hayatını sonlandırmak ise çok zordu. Eğer kral veya imparator savaş alanından hazinesiyle kaçarsa o ordu bilsin ki karşısına yeni bir ordu gelicektir. Yine o dönemde şehirleri almakta zordu. Bu dönemde duvarları ve kaleleri yıkmak veya almak zordu. Çünkü bu yapıları yıkmak zordu ve çok insan gerektirirdi. Burada yine taktik işin içine girerdi.

   İşte ilk oyunumuzun konusu bunu içeriyor. Serinin atası olan bu  oyun zamanın görülmemiş grafiklerini içeriyordu. Şu anda raflarda bulunmasada zamanında çok etki yaratmış bir oyun.  Sekiz kişilik haritalarda GameSpy desteği ile bir çok turnuvaya ev sahipliği yaptı. Bu oyunda on iki milletin bulunuyor. Bu milletler Choson, Shang, Yamato, Babylonians (Babil), Hittites (Hitit), Persians (İran), Assyrians (Suriye), Egyptians (Mısır), Sumerians (Sümerler), Greeks (Yunanistan), Minoans, Phoenicans.

   Oyunda teklonoji çok önemli. Geliştirme yaparken neyi geliştirmenizi iyi bilmeniz gerekir. Karşı taraf piyadelerden oluşuyorsa sizinde okçulara ve piyadelere gereksiniminiz vardır. Bunları geliştirmeniz gerekir. Duvarları yıkmak için ise savaş araçları yapmanız ve geliştirmeniz gerek. Eğer bir sura dayandığınızda savaş araçları yoksa, eliniz boş geri gelebilir veya bir çok askerinizi kaybedebilirsiniz. Ayrıca ekonominizede dikkat etmeniz gerekmektedir.

   Grafikleri değinirsek, şuanda pek iç açıcı değiller. Ancak zamanında bu grafikler görülmemişti. Belkide bu oyunun seriye dönüşmesini sağlayan en büyük etkenlerden birisi budur. Oynanabilirliği ise insanı oyundan uzaklaştırabiliyor. Askerleri tek tek kontrol etmek kolay olmasa gerek. Müzikleri ise oyuna kolaylıkla bağlıyor. İnsanın savaştıkça savaşası geliyor.